MERHABA BEN TÜRKAN KOCAM İŞ İCABI IRAKTA UZUN ZAMANDIR SİKİŞMEDİM YANIYORUM ATEŞİMİ SÖNDÜRÜCEK BEYLER ARASIN!
NUMARAM: 0035 351 57 32

okul bitmiş teyzemlere tatile gitmiştik

8 Ekim 2021

Annemle telefonda konuştuktan sonra yollara düşeli bir gün olmuştu.
Üniversitedeki ilk yılımda finallerimin hepsini başarı ile bitirmiş
teyzemin yanında tatilde olan anneme kavuşmama az kalmıştı. Dün gece
onun sesini telefonda neşeli ve mutlu duymak beni de mutlu etmişti. Her
ne kadar bulunduğu yerdeki yüksek sesli müzik nedeniyle fazla
konuşamazsak da sesindeki neşeyi oğlu olarak hissetmem zor olmadı. Ama
annem bunu hak etmişti. Geçen uzun ve zor kışın ardından ve özellikle
babamın ilgisizliği ile bunaldığı bu kışın ardından bu tatilin ona iyi
geldiği belli oluyordu. Nasıl iyi gelmesin ki daha 42 yaşında 2.
baharının  başında alımlı ve güzel bir kadın , babamın her zamanki
hımbıl, resmi ve sünepe tavırları yüzünden evine kapanmak ve genç yaşta
hayata küsmek zorunda kalmıştı. Babam muhasebeci olduğu için tüm hayatı
evrakların arasında devlet dairelerinde geçen biriydi. Akşam eve yorgun
argın gelir. Bize can sıkıcı işiyle ilgili bir sürü ayrıntı anlatarak
içimizi bayar  annemle bende mecburen onu dinlerdik. Ama bu son 15
gündür annem can sıkıcı muhasebeci kocasından kurtulmuş, hayatın tadını
çıkarmayı bilen kendisinden 5 yaş küçük her zaman neşeli ve eğlenceli
olan teyzemin yanında tüm kış babamın ona verdiği can sıkıntısından
kurtulmaya çalışıyordu.Kafamdaki bu düşünceler ile otobüsten indiğimde
saat daha sabah 8 di. Bodrum daha uyanmamıştı belki de yeni uykuya
yatıyordu. Sokaklar tenhaydı. Teyzemlerin kaldığı siteye giden hiçbir
minibüs ya da vesait yoktu daha. Bu ortamda Türkbüküne nasıl gideceğimi
kara, kara düşünerek kendimi yolun kenarına atıp, belki o tarafa giden
bir vesait bulurum umuduylayürüyordum ki umduğumu buldum yoldan hızla
geçmekte olan son model bir bmw beni görüp durdu. Camı açıp “atla hadi”
dediklerinde içimden dua ediyordum. Arabanın içinde benim yaşlarımda 3
tane delikanlı vardı esmer tenli uzun boylu çocuklardı tam tv deki
magazin programlarındaki fırlama bodrum gençlerine benziyorlardı. Hiç
vakit kaybetmeden arabanın arka koltuğuna 3. delikanlının yanına
oturdum. Çocukların dün geceden kaldıkları her hallerinden belli
oluyordu. Ama neşeleri hala yerindeydi. Bananereye gideceğimi sorduktan
sonra onlarında gümbete gideceklerini ve beni yol üzerinde
bırakabileceklerini söylediler. Selamlaşıp tanıştıktan sonra isimlerinin
Cankat Tonguç ve Ataberk olduklarını öğrendim. Kendi aralarında dün
gece yaptıkları çılgınlıkları konuşuyorlardı. Kim bilir hangi kızın
günahına girmiştir bu fırlamalar diye düşünüyordum kendi kendime.
Arabanın teybi sonuna kadar açık son sürat yol alırken bu cana yakın
çocuklar benimle sohbet etmeye çalışıyorlardı. Ben ise her zamanki
babamdan bana geçen kendine güvensiz, ürkek halimle onlara cevap vermek
istesem bile benim can sıkıcı biri olduğuma karar verip tekrar kendi
aralarında konuşmaya başladılar. Onları suçlayamazdım. Ne de olsa hal ve
tavırlarından konuşmalarından hayatı yaşamayı bilen çocuklar oldukları
belli  oluyordu. Neşeli sohbetlerinin tam ortasında radyo istasyonundan
çalan hızlı disko müziği onları bir anda kahkahaya boğdu. Tonguç arabayı
kullanan Ataberk e “heyyy reis bu senin dün hatunla yiyişirken çalan
müzik değil miydi” demesi ile 3 ü de kahkahayı koyuverdi. Gariptir aynı
müzik ben annemle ile cepten konuşurken de çalıyordu. Tesadüf işte.
Ataberk Tonguçun sorusu üzerine -“Evet be oğlum ama ne maldı be belli
etmiyor da; kaşar harika yavruydu” arka da oturan Cankat “ Abi hatun da
tam olgundu ama hee.  Kesin evlidir çoluğu çocuğu da vardır”Ataberk –
“Bana ne oğlum boynuzlu kocası ile geyik çoluğundan çocuğundan yedim
yuttum işte karıyı Tonguç oğlum kardeşi de fena değil di he bütün gece
iyiydiniz sizde.Tonguç- “ Eee abi ablasına çekmiş taş gibi karılardı
valla abla kardeş zaten ne varsa böyle orta yaşlı yavrularda varCankat-“
Ya abi ben o hatunu tanıyorum ya daha önce birkaç kez barlar sokağında
filan gördüm kaşarın teki o ama ablasını ilk kez görüyorum değil mi
reis”Ataberk-“ doğrusun çaylak; o karıya daha evvel Furkan çakmıştı. Ama
ablasını bende yeni gördüm belli zaten hatunun halinden havasından
buralarının yabancısı daha anlamamış bodrumun sex city olduğunuTonguç-“
Gösterirsin abi sen ona bodrumun sex city olduğunu onu da bodrumun
demirbaş kaşarlarından yaparsın3 ü birden bastı kahkahayı ben de saf,
saf İstanbul da derslerimle babamın muhasebe bürosundaki getir götür
işleriyle uğraşırken buralarda neler yaşandığını bu çocuklardan
öğreniyordum. Cankat-“ Ya reis siz bu hatunların nerede kaldıklarını
isimlerini filan aldınız mı” Tonguç.-“ Hassiiktir unuttuk be
reis”Ataberk-“ Merak etmeyin oğlum ben hatunun cebini aldım iki
mesajlaşırız sonra atarız onları bizim yazlığa kaçar mı
abinizden”Tonguç-“ Büyüksün be abi korktum ben de bir an için”Yanımda
oturan Cankat benim sessizce onları dinlediğimin farkına varıp -“ Ya
birader sen de hiç konuşmuyorsun sıkılmadın her halde muhabbet den “
deyince ben de-“Yok ben buraların yabancısıyım sohbetiniz çok güzel
valla ben istanbulda derslerden ve babamın muhasebe işlerinden o kadar
sıkıldım ki ilaçgibi gelecek herhalde burası”-sen merak etme gel gümbete
takıl bize isimlerimizi verdin mi hemen gösterirler sana biziyıllardır
her yaz buraya takılırız. Babalarımız müteahhit burada Tonguç abimle
Ateberk abimde Gümbetin demirbaşlarından dır. Anne avcısı derler herkes
onlara-Anne avcısı mı ne garip bir isim neden-Neden olacak bodruma gelen
evli anneleri avlarlar ondan sonra da çatçatlarlar anlarsın yagene 3 ü
birden kahkahayı bastı Tonguç ile Ataberk kasıklarını oynatıp ellerini
havada çarparak “anne avcıları iş başında” diyerek narayı bastı kornanın
dibine basarak. Bu çocuklara inanamıyordum başka çocukların en kutsal
varlıkları olan annelerini birer eğlencelik gibi görüyor onların sıkıcı
evliliklerinin yaşattıkları buhrandan faydalanarak birer sokak fahişesi
gibi kullanıyorlardı. Sonra da onların hayatlarını umursamadan çekip
gidiyorlardı işleri bitip zevklerini aldıktan sonra. Bu düşüncelerimi
kendime saklayıp onlarla polemiğe girmemeyi düşünürken. Tonguç araya
girdi-Evet ama reisin diğer lakabını söylemedin-Neymiş o -Külotluçorap
Delen-Külotluçorap Delen mi nasıl bir lakap bu-Reis düzdüğü anneleri
becerirken onlara külotluçorap giydirir en büyük fantezisidir bu.
bodrumda külotluçorap giyen hangi kadın varsa bilki ona reis
çakıyordur.-İlginç. Evli anne ve külotluçorap giyenler heTonguç -“Evet
ama dünkü hatun giymemişti be abi”Ataberk-“ merak etme oğlum giydiririz
hahhhahhhaa sen de kendi lakabını söylesene çocuğa deminden beri beni
çekiştiriyorsunuz”-Seninki ne-Koleksiyoncu-Neden Cankat-“ Tonguç abimde
bastığı hatunların iç çamaşırlarını toplar. Gardırobunda ki koleksiyonu
görsen şaşırırsın ama reisin külotluçorap koleksiyonu kadar değil
tabi”Tonguç-“ elbette oğlum reis bizim üstadımız anne avlamayı ondan
öğrendik hahhaaahhaaa”Cankat-“ eee abi dün hatunla bir ara bardan çıkıp
sahile gittiniz o zaman toplamadın mı koleksiyonluk bir şey”Tonguç elini
torpido gözüne atıp açtı ve içinden bir bikinin üst parçası nı çıkardı.
İşgal ettiği kaleye bayrağını diken asker gibi elindeki bikiniyi
kahkaha atarak sallamaya başladı. Minnacık bikiniyi zaferinin flaması
gibi elinde sallıyorduCankat-“ helal olsun be abime yapmış gene
koleksiyonu göğüslerini mi yaladın abi karınınTonguç-“oğlum ben bunu
yarım saatliğine bardan çıkardım ya o zaman bizim Teoman’ ın mekanına
götürdüm sote bir yerde yumuldum hatuna body sinin içine giymişti bunu
baktım zaten hatun kaşar hafifte alkollü barın ortamını da almış hemen
başladım yalamaya Ataberk-“Çaktın mı bari”Tonguç-“ Yok be ablam içeride
yalnız kaldı falan filan muhabbeti yaptı ben dedim reis onla ilgilenir
falan fıstık. Baktım huysuzlanıyor mal, dedim şimdilik yalayalım sonra
çakarız zaten geri döndük ya hemen”Cankat Tonguç un elindeki pembe
renkli minnacık bikini üstünü eline aldı. Elinde kaybolacak gibi
ufacıktı zaten ipten ve önündeki ufacık bir kumaştan ibaretti.
Sertleşmiş kasıklarına sürttü sonrada yüzüne ve kokladı “üffff mis gibi
kokuyor parfüm, deniz ve anne sütü” daha sonra elindeki minnacık bikini
üstünü üstüne geçirerek dünkü kadının taklidini yapmaya başladı sesini
de incelterek “Ayyy Tonguç lütfen ben evli ve çocuklu bir kadınım
olmazzz hayır hem ablam öbür çocukla yalnız kaldı arkadaşın ablamı sonra
düzerrrr eniştem ile yeğenim onu bana emanet etttiiii
lütfennnnn”Tonguç-“ne yapıyorsun lan şebek hahhaaaahhaa”Cankat-“ eee abi
ne yapalım sizden düşmüyor ki bize sektirmiyorsunuz ki, bizde böyle
avunuyoruz. Oğlunu emzirdiği gibi mi emzirdi seni de”Tonguç-“ ne oğlu
gibi lan morartım karının göğüslerini boynunu” “valla reis sen dün
ablasını götürseydin ben bikinin altını da alırdım ağırdan aldın sen o
hatunu liseli aşıklar gibiydiniz valla”Ataberk-“Vakti var oğlum daha
onun, seninki gibi kaşar değil. Böyleleri hemen yarrak istemez bunlar
sünepe kocalarından sıkılan karılar önce biraz romantizm biraz  ilgi
sonra kobra merak etme şimdi o deli gibi cepten mesaj bekliyordur.”
Tonguç-“ eee ne yaptınız peki abi dün gece evlilik danışmanlığımı yaptın
hahhhaaa”Ataberk-“o kadar değil lan dans ederken hafiften yedim karıyı
sağlam mal var karıda tamponu bir avuçladım elimden taşıyordu koca götü
hele o yunan şarkısında arkadan dayayınca sektirdim kobrayı kaşarın
tamponunda şekkk şekkkk  şeeeekkk diye.”Bu arada dünkü bayana nasıl
dayadığını göstermek için arabada ani fren ve gaz yaparak arabayı
kasıkları gibi ileri geri oynatıyordu. Tonguç-“Valla abi o hatunda 
harika mal vardı kardeşi de sağlam ama ablası tam afet gizli kalmış
hazine gibi. baldırları götü tam senlik kesin şimdiye kadar arkadan
yememiştir o. Eteği çekilince baldırları filan neydi yaaa. Göğüsleri de
görünüyordu zaten elbisesinden. Ataberk-“Sen merak etme oğlum arkadan da
basarım ona. külotluçorabını da arkasının mührünü de alırımBu uzun
sohbetin ardından Türkbükünün girişine varmıştık. Ataberk arabayı sağa
çekti. Ben arabadan inip teşekkür ederken Cankat “ya birader sessiz bir
tipsin ama hoşlandım senden sıkılırsan gel Gümbete sor beni takılırız
birlikte-Teşekkür ederim mutlaka uğrarım size tekrar teşekkür ederim
bıraktığınız ve zevkli sohbetiniz için.Ben arabadan inip Türkbüküne
doğru yürümeye başlarken onlarda arabaları ile son sürat uzaklaşıyordu.
Ne hayatlar ne insanlar var diye aklımdan geçirerek teyzemin sitesine
doğru yürümeye başladım.Saat öğlene yaklaşmaya başlamış insanlar dün
gece yaşadıkları heyecanların ve aşkların yorgunluğunu üzerinden atmaya
başlamıştı. Sokaklar cıvıl cıvıl genç kızlar güzel kadınlar ve onlarla
flört eden delikanlılar ile doluydu. Birkaç kişiye adres sorduktan sonra
teyzemlerin villasını bulmam zor olmadı. Beni kapıda eniştem karşıladı.
Eniştem beni görür görmez hemen boynuma sarıldı. Karakter olarak babama
çok benzerdi o da bir devlet dairesinden emekli olmuş emekli ikramiyesi
ile bu villayı almıştı. Villanın bahçesindeki bitkiler ile uğraşarak
emekliliğini geçirirdi.Yaşça teyzemden çok büyüktü tıpkı annem ile
babamda olduğu gibi. Teyzem onun yanında alakasız biri gibi dururdu asla
emekli bir devlet mamurunun hanımı gibi durmazdı. Hemen onunla uzun bir
sohbete girdik bana istanbulu babamı soruyor ben de cevaplıyordum ama
asıl niyetim annem di. Nerede olduğunu sorduğumda “yukarıda daha uyuyor
dün gece çok geç geldiler kaçta geldiklerini bile bilmiyorum annen de
teyzen gibi bodruma hemen ayak uydurdu” deyince şaşırdım. “allah, allah”
dedim kendi kendime. “istersen sen sahile in biraz yüz onların uyanması
akşam üstünü bulur her halde “deyince bavulumdan mayomu ve havlumu
çıkarıp hemen sahile koştum. Sahil cıvıl, cıvıl dı bikini li genç kızlar
ve kadınlar sanki güzellik yarışı içindeydiler. Sere serpe kumsala
uzanmışlardı. Sahilde etrafa bakınırken yol tarafında kumsala doğru
yürüyen iki tane kadın gördüm İlk başta tanıyamadım biraz daha
süliyetler yaklaştıkça gözlerime inanamadım gelen annem ile teyzemdi.
Aman tanrım annem ne kadar değişmişti üstünde beyaz bir bikini vardı
arkadan ve omuzdan ipli. Altında dar bir mini kot etek topuklu
terlikleri ile yürüyordu. Saçlarını kızıla boyatmıştı. Saçlarını
dalgalandırmış kıvrık uçları çıplak omzuna dökülüyordu. Gözünde güneş
gözlüğü vardı. Bu gelen kadının annem olduğuna inanasım gelmiyordu.
Annemin koluna girmiş bir halde yürüyen kadından yani teyzemden tanıdım
onu. Teyzem her zamanki gibiydi üzerinde dar bir kot şort üzerinde
omuzdan askılı body si vardı. Kumral saçları düzdü uçları sırtına
dökülüyordu. Onunda gözünde güneş gözlükleri vardı. iki kız kardeş
sahile doğru kırıta, kırıta yürürken sahilde kümelenmiş sitenin
delikanlıları çapkın gülüşler ile onları süzüp kendi aralarında
gülüşüyorlardı. Gene de hala emin değildim teyzemin koluna girdiği
kadının annem olduğuna. Bir kadın 2 hafta içinde bu kadar değişebilir mi
diye düşünürken. Onlarında beni görmesi ve annemin oğluna kavuşmanın
heyecanı ile adımlarına hızlandırıp bana doğru yönlenmesi  ile artık
emindim. Ben de ona doğru koşmaya başladım. Kolay değil 2 haftadır
ayrıydık onunla “Canım oğlum” “Anneciğim” diyerek kucaklaşmaya sarılmaya
başladık. Ayak üstü hemen sohbete başladık. İstanbul dan sınavlardan
yolculuktan her şey ten bahis ederek ayrı geçen 2 haftanın acısını
çıkarak hem şezlonglara doğru yürüyor hem de hasret gideriyorduk.
Sahilde boş bir yer bulduktan sonra hemen kendimizi kumların üstüne
bırakıp sohbeti koyulaştırdık. Annem yarı çıplak beyaz tenini kızgın 
güneşin altına sererken teyzemde onun ayaklarının uçlarına
oturdu.Annem-“ee canım yolculuğun nasıl geçti ayy seni ne kadar özledim
bilemezsin ben seni 1 gün sonra bekliyordum eniştemin konuşma seslerini
duyunca hemen uyandım ama sen gitmişsin ona sorduğumda senin geldiğini
söyledi biz de teyzenle seni  bulmak için hemen sahile indik”Ben-“
yolculuğum iyiydi anneciğim valla ben de seni çok özledim ama ne yalan
söyleyeyim neredeyse tanıyamayacaktım çok değişmişsin saçların giyimin
falan. Yani neredeyse liseli genç kız  gibi olmuşsun”Teyzem ile annem
gülmeye başladı.Teyzem-“ayol baba-oğul, ablamın içini baymışsınız
kadıncağız burada 2 haftada içindeki güzelliği keşfetti ne
yapsın”Ben-“Eee teyze sen neler yapıyorsun barış nerede göremedim
onuTeyzem-“barış arkadaşları ile Antalya da bu yazı orada geçirecek
artık ben de ablamla birlikte baş başa bir tatil yaparımBen-“Ya çok
üzüldüm ben de onunla birlikte takılırım diye düşünüyordum neyse ki
annem var yalnızlık çekmem”Teyzem-”Ayy her taraf genç dolu ayol
konuşacak birilerini bulursun bari burada kadını rahat bırakın da
hayatını yaşasın değil mi abla”Annem teyzemin kendisine soruyu sorduğunu
bile duymamıştı elindeki cep telefonuna bakıyordu sanki birinden bir
mesaj yada telefon gelecekmiş gibi bekliyordu. Teyzem “değil mi abla”
diye soruyu birkaç kez tekrarlayıncaya kadar annem cep telefonuna baktı
sonunda da “evet, evet hayatım”diyerek kestirip atarken annemin cebine
mesaj geldi heyecanla okudu. Okurken yüzünde tebessüm oluştu. Cep
telefonunun da ki mesajı teyzeme gösterdi. Bu sefer ikisi birlikte
birbirlerine bakarak tebessüm ettiler. Ben de meraklandım “ne mesajı o
anneciğim” diye sorduğumda “hiç yavrum önemli değil öylesine işte” deyip
kestirip attı. Ve teyzemle kafa kafaya verip mesaja karşılık uzun bir
mesaj yazmaya başladılar kendi aralarında fis kos konuşarak. Annem sanki
gelen bu mesaj ile birlikte benim varlığımı unutmuş gibi teyzem ile
birlikte gelen mesaja cevap yazıyordu. Yüzlerinde daha önce annem de hiç
görmediğim hınzır bir tebessüm vardı cevap yazarken. Zaten annem ile
bulaşalı daha 20-25 dakika olmamıştı ki ondaki bu müthiş değişikliği
keşfettim. Liseli kızlar gibi cepten mesaj çekiyor. İçindeki dişiyi
özgürce teşhir ediyordu etrafa. Cevabı yolladıktan sonra teyzem “ayyy
ben çok sıkıldım biraz denize gireceğim sizde giriyor musunuz “diye
sorduğunda annem “yok tatlım ben oğlumla biraz hasret gidereceğim” diye
cevap verip benimle konuşmaya başlayınca teyzemde üzerindeki şort ve
bluzu çıkarmaya başladı. Üzerindeki bluzu çıkarınca altından siyah bir
bikini çıktı zaten bikinin iplerinde bluzunun omuz askılarının altından
belli oluyordu. Ama asıl şoku şortunu çıkarınca yaşadım. Şortunu
çıkardığında bu sefer altından pembe renkli bir bikini çıktı. Bu bikini
sabahleyin arabalarına bindiğim delikanlıların ellerinde salladığı
bikini üstünün altına benziyordu. Çok şaşırmıştım. Gözlerim fal taşı
gibi açıldı. Benimle sohbet eden annemin bana sorduğu sorulara cevap
bile veremiyordum.  Rastlantıdır diyerek kendimi avutuyordum. Teyzem
kırıta, kırıta sahilden denize doğru yürürken anneme “anne teyzemin
bikinisi neden farklı diye sorduğumda” bana “ çiftini kaybetmiş hayatım o
yüzden” diye cevap verdi ama bu cevap beni tatmin etmemişti. Teyzem
denizden çıktıktan sonra yanımızdan kurulanırken anneme” abla biliyorsun
yan sitedeki komşular bizi çaya davet etmişti bekletmeyelim ayıp olur”
diyerek anneme gizli kapaklı bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Ben ne
demek istediğini anlamasam da annem gayet iyi anlamış olacak ki teyzeme
tebessüm ederek “aaa tabi hemen kalkalım da bekletmeyelim ayıp olur
yoksa” dedi ve bana dönüp “ hayatım kusura bakma dün akşam kızlara söz
vermiştik, sen burada kendine yeni arkadaşlar bulursun tamam mı canım”
diyerek benden izin isteyip yanımdan ayrıldılar. Bir şeyler oluyordu ama
ben anlamıyordum. Şaşkınlık içindeydim. Annemin hareketleri ve
tavırları çok değişmişti. Onlar gittikten sonra yarım saat daha sahilde
kaldım ama canım çok sıkılıyordu konuşacak kimse yoktu. Aklıma beni
sabah bırakan çocuklar geldi onların yanına gideyim dedim. Teyzemlerin
evine döndümeniştem hala bahçe ile uğraşıyordu. Kısa bir sohbetin
ardından ona “enişte gümbete nasıl gidebilirim” diye sordum.”annen ile
teyzende biraz evvel oraya gittiler keşke söyleseydin onlar seni de
götürürlerdi daha yeni çıktılar yukarıda makyaj yapıp hazırlanıyorlardı.
“ duyduklarıma inanamıyordum içimdeki kuşku gittikçe artmaya başladı.
Enişteme bir şey söylemedim. Onu kendi bahçe işleri ile yalnız bırakıp
kendimi hemen yola attım. Bir minibüse binerek Gümbete gittim. Sora,
sora sahili buldum. Herhalde sabahki çocuklar bu saatte sahildedir diye
düşünerek. Sahile vardığımda kumsalın kenarındaki küçük bir açık hava
barında taburenin üzerinde oturan Cankatı gördüm. Yanına gelip “merhaba
nasılsın” diye sorduğumda bana “oo birader hoş geldin gel otur” diyerek
beni sıcak bir şekilde karşıladı sonunda sohbet edecek birilerini
bulmanın sevinci ile yanına oturdum-Ataberk ile Tonguç nerede
yalnızsın-Onlar iş üzerinde hani sana sabah bahis ettiğimiz kaşarlar
vardı ya Ataberk abim bir saat önce onlara mesaj çekti hatunlarda koşa,
koşa geldiler hemen bak hemen şuradalar şu şezlongların orada. Kafamı
oraya çevirdiğimde gözlerime inanamadım Tonguç ile Ataberk in
yanındakiler annem ile teyzemdi. İçimdeki kuşkular yersiz değildi demek
ki. Sabahleyin bana bahis ettikleri bin bir türlü hakaretle tasvir
ettikleri aileleri ile dalga geçtikleri kadınlar annem ile teyzemmiş.
Donmuştum şok içindeydim. Dilim tutulmuştu. Ama Cankat konuştukça
konuşuyordu.-Bak şu beyaz bikinili var ya altına mini kot etek giymiş
olan kahpe o reisinki. Öbür kaşarda Tonguç abinin. Nasıl mallar ama
anlattığımız gibi var değil mi-“Yaa evet öyle”hala şoktaydım kelimler
ağzımdan zorla çıkıyordu o da Cankata bir şey belli etmemek için.teyzem
ile annem şezlonglara boylu boyunca uzanmış bedenlerini yanlarındaki 2
delikanlıya teşhir ediyorlardı. Şimdilik sadece sohbet ediyorlardı.
Delikanlılar onlara bir şeyler anlatıyor annem ile teyzemde
onlarınanlattıklarına kahkahalar ile karşılık veriyorlardı. Aralarında
çok koyu bir sohbet vardı. İki tane olgun ve güzel kadın çocukları
yaşlarındaki iki genç çocukla oldukça samimi bir sohbet
içindeydiler-“Bak bak bizimkiler ayarı vermeye başladılar yavaştan ufff
ya taş gibi karılar. Özellikle şu reisin ki. Kaltak bodruma geleli daha
yeni olmuş hemen havaya girmiş baksana üstündeki bikiniye göğüsleri
taşacak neredeyse zaten yandan görünüyor. Harika mal var hatunda
yaaa”annem uzandığı şezlongdan ayağa kalkıp altındaki mini eteği
indirmek için hafifçe arkasındaki Ataberke doğru eğildi. Ataberk biraz
doğrularak ellerini annemin mini kot eteğine değdirerek arkadan
fermuarını açmaya başladı. Hem fermuarı yavaşça açıyor hem de annemin
dar mini kot eteğinin altındaki kalçalarını eteğin üzerinden elliyordu.
Fermuarı tamamen indirdiğinde ellerini annemin beline koyarak yavaşça
annemi kalçalarından okşayarak mini eteği ayak bileklerine kadar
indirmeye başladı. Amaetek daha annemin baldırlarına geldiğinde onları
seyreden Cankat “uffff mala bak ya” diyerek ağzındaki sigarayı düşürdü.
Onu bu kadar şaşırtan ve Ataberki iştahlandıran şey ise annemin kot
eteğinin altına giydiği bikinisinin altı idi. Bikini tangaydı ve
arkasında sadece bir ip vardı, o ip de sadece annemin arkasının
yanaklarının arasındaki vadiyi kapatıyor, vadinin yanındaki dolgun ve
iri tepecikler yani annemin arkasının yanaklarını ise kapatamıyordu.
Onlar çıplaktı beyaz tenli yumuşak ve geniş kalçaları şortunu indiren
delikanlının ve herkesin gözlerinin önündeydi. -ufff ya gördün mü malı
tanga giymiş orospu göte bak ya. Reis buna ne çakar beCankatın bu
laflarını dinlemek zorundaydım ama elimden bir şey gelmiyordu. Ne
yapabilirdim ki deminden beri mal muamelesi yaptığın kadın benimannem
diyemezdim ki.Annem altındaki şortu indiren Ataberke doğru döndüğünde
tanganın önünü de görmüş oldum. Ön tarafında sadece mabedini kapatan
küçük bir üçgen bez parçası ve ipten ibaretti. Annem üstünde sadece
bikinisi ile şezlonga uzandı. Ellerini arkaya doğru verip gerilmiş, bir
dizini kırmış öbürbacağını ise uzatmıştı. Ataberkte annemin şezlongunun
kenarına yan bir şekilde uzanmış tı altındaki slip mayonun
şişkinliğinden deminki manzaradan ve annemin vücudundan ne kadar
etkilendiği belli oluyordu. Slip mayosundaki şişkinliği annemin
baldırına dayıyordu. Bir elini annemin kalçasına koymuş onun tangasının
ipi ile oynuyordu. Ağız hareketlerinden anneme iltifatlar yağdırdığını
anlıyordum. Annemin yüzünde oluşan tebessümlerden bundan ne kadar
etkilendiğini de anlayabiliyordum. Aralarındaki elektriği anlamak zor
değildi. Yandaki şezlongda ise teyzem ile Tonguç sohbetten daha ileri
gidiyordu. Tonguç kollarının arasına aldığı teyzem ile resmen yiyişirken
annem ona göre yanındaki delikanlıya daha resmi davranıyordu. Tonguçun
elleri teyzemin baldırlarında kalçalarında bikinisinin üzerinden
göğüslerinde gezinirken. Ataberk ise sadece kaçamak dokunuşlar ile
anneme temas ediyordu. -Tonguç abiye bak nasıl götürüyor hatunu valla
helal olsun ama reisinki harika mal yaAtaberk annemin gözündeki güneş
gözlüğünü alıp bir kenara koyduktan sonra onun gözlerinin içine bakmaya
başladı annem de bu bakışlara karşı kayıtsız değildi. Nasıl olmasın ki
Ataberk annemin içini delip geçecekmiş gibi bakıyordu. Annem ile Ataberk
bakışıp konuşurken Tonguç ayağa kalktı ve teyzemi de elinden tutup
ayağa kaldırdı. Teyzemi elinden tutup bir yere götürmeye başladı. O önde
teyzem arkada ilerliyorlardı.-oooo Tonguç abiye bak hatunu götürüyor
kesin çakacak şimdi. -Nereye götürüyor onu-Bak şu arkada kabinler var ya
oraya. Tonguç abi orada çok evli anne düzdü. Şimdi de sıra bu
kaşarda.Gerçekten de Tonguç teyzemi arkadaki kabinlerden birine götürdü.
Ve içeri girdiler. Artık annem ile Ataberk baş başa idi. Yoksa
Ataberkte annemi o kabinlere mi götürecek onu bir yazlık fahişesi gibi
kullanacak mı diye düşünürken. Önce Ataberk sonra da annem ayağa kalktı.
İçimden “aman tanrım yoksa……” diye düşünürken onlar tam karşı
istikamete denizin hemen yanındaki ufak bara doğru yöneldiler. Annem
yürürken kırıtıyor çıplak olan arkasının yanakları, mutluluk vadisinin
ikiz tepeleri sağa sola kıvrılıyordu. Barın önüne geldiklerinde annem
barın önünde, Ataberkte annemin hemen arkasındaydı. Ataberk slip
mayosunun içindeki şişkinliği annemin sadece arka vadisini saklayan ipin
arkasına dayıyordu. Elini annemin ince beline dolayıp onu daha da
kendine çekerek arkasının yanaklarını slip mayosunun içindeki şişkinliğe
bastırıyordu. Barmene eli ile 2 işareti yaptıktan sonra annemi önündeki
bar taburesine oturttu. Annem bacak, bacak üstüne atarak tabureye
otururken Ataberk hemen onun yanın da ayakta duruyordu. İçkilerini
aldıktan sonra Ataberk ellerini annemin bacaklarında gezdirmeye başladı
başını ona doğru eğiyor gittikçe samimi bir hal alıyorlardı. Ataberk
yaptığı iltifatlar ve espriler ile annemi güldürmeye devam ediyordu.
Annemin bacakları üzerindeki elleri artık avuçlamaya başlamıştı. Annem
içkisinden bir yudum aldıktan sonra başını onun geniş omuzlarına
bıraktı. Dalgalı kızıl saçları delikanlının kaslı gövdesinde
yayılıyordu. Öbür eliyle annemin beline sarılıp onu daha da kendine
çekerek onu kanatlarının altına alıyor. Yaşlı ve sünepe kocasından
bunalmış bu olgun ve güzel kadına güven aşılıyordu. Bu çocuk gerçekten
işini biliyordu. Bundan 1 ay önce kollarındaki kadının annem olacağını
böyle giyinip hareket edeceğini söyleseler gülerdim herhalde. Ama işte
karşımdaydı. Artık ağlanacak halime gülemiyordum. Omzundaki annemin
başına doğru başını eğerek onun pembe rujlu dudaklarına küçük buseler
kondurmaya başladı. Kollarındaki kadına artık benimsin diyordu. Acelesi
yoktu. Kocasından başka ilk kez bir erkeğin hem de oğlu yaşındaki bir
erkeğin kollarındaki bu kadını ürkütmeden elde etmek ve zevkini çıkarmak
istiyordu. Uzun sohbetleri devam etti 1 saat kadar ta ki Tonguç teyzemi
elinden tutup annem ile Ataberkin olduğu bara geri getirene dek. O bir
saat boyunca delikanlı kim bilir teyzeme neler yapmıştı. zavallı kocası
karısının genç bir erkeğin kollarında olduğundan habersiz bahçesi ile
uğraşırken. Tonguç kollarındaki bu harika kadının tadını çıkarmıştı.
Teyzem Tonguçun kollarında annem Ataberkin kollarında sohbete
devamederlerken dörtlüden çıkan kahkahalar neredeyse tüm sahili
inletiyordu. Artık saat akşama doğru ilerlerken teyzem annem ve Ataberk
bardan ayrıldı. Tonguç ise Cankatın yanına doğru geldi. Bizim olduğumuz
bara girerken saatlerdir olanların farkında olduğu için bardakiler onu
alkışlarla tezahüratlar ile karşıladılar. Tonguç ise golünü atmış gibi
bir topçu gibi onları selamlayarak yanımıza geldi. -”Vayyy abim benim
nasıl götürdün karıyı be-“ hiç sorma oğlum karı taş bitirdi beni 1
saatte 4 kere gittim orospuya”-“abi harika karılar ama. Ya tam yavru
ikisi de senin kaltak da muamele nasıldı”-“oğlum karı tam kaşar her yol
var orospu da bir ağzına aldı beni. Emdi bitirdi kalafatı ya şu
Türkbükünde ibne Barış vardı ya hani götçü Furkana veren -Evet abi yoksa
onun annesi mi bu-evet-hadi ya söyledin mi peki-Yok be oğlum ne diyicem
benim kanki senin oğlanı mı düzüyor diyim-Eee böyle orospu annenin
böyle ibne oğlu olur zaten. Kusura bakma ama reisinki tam taş -offf hiç
sorma o karı kardeşinden daha kaşar ama elletmiyor fazla. Tangayı
görmedin mioff be kardeşim o ne tampon öyle belli hiç götten yememiş
kaşar. Ama reis basar ona arkadan affetmez. -Reis nerede abi-Kaltakları
evlerine bırakmaya gitti. Yarın akşam bizim Teoman ın barında
buluşacağız-Abi siz bu yaz abonesiniz bunlara o zaman -Eee oğlum
bulmuşuz böyle malları onları motor yapmadan yollar mıyız
İstanbulaDuyduklarım gördüklerimden daha acıydı. Daha fazla
dayanamayacaktım. Kafamdaki bin bir soru ile onlardan izin isteyip
ayrıldım. Zaten Tonguç un teyzemi nasıl becerdiğini dinlemekle meşgul
oldukları için benim farkımda bile değildiler. Akşam 9 gibi teyzemlerin
villasına vardım annem ile teyzem mutfakta kahve içip konuşurken eniştem
tv başında uyukluyordu. Mutfaktan içeri girdiğimde annem ile teyzem
hemen sohbetin konusunudeğiştirerek toparlandılar. Sohbetin ne olduğunu
zaten anlamıştım. Onlar benim bildiğimi bilmedikleri için havadan sudan
bahis etmeye başladılar. Annem-”günün nasıl geçti oğluşum bu saate kadar
dışarıda olduğunagöre herhalde kendine hemen arkadaş buldun” diye
sorduğunda sadece onun yüzüne bakmakla yetindim. “neyin var oğluşum
durgunsun yoksa hasta mı oldun” ona bildiklerim hakkında daha fazla bir
şey belli etmemek için” yok anneciğim her halde yol yorgunluğudur ben
müsaadenizle hemen yatayım” dedim. Bir bardak su alıp mutfaktan çıktım.
Gözlerimi kapadığımda annemin Ataberk in kollarında  nasıl bir kaşar
gibi mal muamelesi gördüğünügörüyordum. Çok değişik ve garip bir
duyguydu bu. En değerli ve kutsal varlığım olan annemin genç bir
fırlamanın kollarında olduğunu bilmek. Hala inanamıyordum. Sanki daha
önce annemin bir kadın olduğunu hiç düşünmemiştim. Babam ile annemi
düşündüm. Babamın hımbıllığını sünepeliğini ocan sıkıcı resmi
tavırlarını daha sonra da annemi, eğlenmeye gezmeye hakkı olan,  ikinci
baharının başında muhasebeci kocası tarafından gri bir dünyaya mahkum
edilen kadını. Yavaş, yavaş galiba ona hak vermeye başlıyordum. Ya da
annemin başka bir erkeğinin kollarında mal muamelesi görmesinden zevk
almaya. Aklımdakilerin ne olduğunu tam bilemiyordum. Uyku tutmuyordu
mutfağa geri dönmeye karar verdim. İçeride ışık hala yanıyordu sesleri
geliyordu. Dayanamadım kapının arkasından onları dinlemeye
başladımTeyzem”Eeee abla yarın akşam için ne diyorsun buluşacakmıyız
çocuklar ile”Annem”Bilemiyorum tatlım yani kendimi aslında biraz da
suçlu gibi hissediyorum yani kocam var oğlum var.Teyzem” aman abla şu
hımbıllar için hayatımızı mı çürütelim baksana benimkine daha saat kaç
tv başında uyukladı ya senin ki yıllardır içini sıkıp durmuyor mu.
Bildiği tek şey beyanname yapmak. Kendi yaptığı yetmiyormuş gibi bir de
can sıkıcı işlerini gelip sana anlatıyor”Annem” evet aslında haklısın
ama gene de ne biliyim “Teyzem” ayy abla sen de naz yapıyorsun he
hoşlandın ya çocuktan”Annem” evet hoş çocuk yakışıklı deli dolu esprili
bayağı da kural tanımazTeyzem” kızzz abayı yaktın galiba oğlanaAnnem
“ayyy deli ya bak ya ne abayı yakması sadece etkilendim biraz o
kadarTeyzem” hadi, hadi bal gibi hoşlandın çocuktan sen de istiyorsun
belli. Sırf siz baş başa kalın diye bugün sizi yalnız bıraktım
zatenAnnem “ ya eminim öyledir. Deli kız hemen koynuna girdin
çocuğunTeyzem” aman abla şeytan tüyü var hınzırın ben ne yapayım”Annem”
nasıl bari iyimiydiTeyzem” ayy çocuğu görsen deli gibiydi mahfetti beni
bir an hiç durmayacak sandım”Annem “ayol kız allah iyiliğini
versin”Teyzem”Aman abla seninki ne bak önce o çocuk buraların ne çapkın
delikanlısıdır”Annem”.evet bende duydum bana ne sordu biliyormusun
“Teyzem” ne”Annem”Külotlu çorap giyip giymediğimiTeyzem”ayy inanmıyorum
ama ben duymuştum o çocuk birlikte olduğu kadınlara külotlu çorap
giydirirmiş. Eee artık yarın alış verişe çıkınca bir tane alırız. Bence
onun istediği her şeyi yap çünkü o deli çocuğu elde tutmak çok
zordurAnnem” ayy şekerim sen daha ablanı tanımamışsın”Onları
dinlediklerimi anlayabilirler korkusu ile daha fazla dinleyemeyip
kapının arkasından ayrılıp yatağıma geri döndüm zaten dinlediklerimbana
yeterdi. Ertesi sabah erkenden bodruma indik alışveriş yapmak için.
gerçekten de annem ile teyzemin ilk girdiği dükkan bir iç çamaşır
mağazası oldu. Annem oradan ince siyah ten rengi ve füme olmak üzere 3
tane külotlu çorap aldı. Daha sonra gece kıyafetleri satan bir mağazaya
gittik. Annem kendine omuzdan askılı tek parça pembe bir elbise aldı
elbisenin eteği mini ve dardı. Üstü ise göğüs dekolteliydi. Anneme sanki
bilmiyormuşum gibi neden alışveriş yaptığını sorduğumda bana” giyecek
hiçbir şeyim yok ki hayatım hep teyzeninkileri giyiyorum” diyerek cevap
verdi. Babamın kazandığı 3 kuruş parayı genç bir fırlamaya güzel
görünmek için harcıyordu. Onlar bütün gün sürecek alış verişlerine devam
ederken ben de gümbete bizim anne avcılarının yanına gitmeye karar
verdim. Bakalım onlar nasıl hazırlanıyordu akşama. Annem ile teyzemden
izin isteyip onların yanına yollandım. Gümbete vardığımda bizim 3
kafadar 3 tane kız bulmuş onlara asılıyorlardı. Teyzem ile annem
kendilerini onlar için heyecanla hazırlarken bu delikanlılar yeni avlar
peşinde koşuyorlardı. Cankat beni görür görmez hemen yanıma geldi bu
çocuk anlamsız yere benden hoşlanmış benimle vakit geçirmekten zevk alır
olmuştu. Onlar yanlarındaki genç kızlar ile sohbet edip onlara
asılırken ben de sessizce yanlarında oturuyordum. Akşam olduğunda Tonguç
Ataberke “ reis hadi kalkalım bizim hatunları bekletmeyelim “ dediğinde
Ataberk in kollarındaki kız “ayy inanmıyorum size bizim yanımızda
söylüyorsunuz bir de şimdi o kadınlara mı gideceksiniz” Ataberk”
kıskanma yavrum sabah döndüğümde tatlı niyetine de seni yerim” sanki
bodrumdaki tüm kadınlar ve kızlar bu iki delikanlının altına
yatıyorlardı. İkisi evlerine geri döndüklerinde ben de Cankat ile baş
başa kaldım. Aklımda bir çok soru vardı sormak istediğim.-Cankat,
Ataberke neden reis diyorsunuz-O buranın gençlerinin lideri gibidir
herkes onu kendine örnek alır da o yüzden-Demek ondan tüm kadınlar ondan
hoşlanıyor-Evet ya onun için deminki kızlar var ya-Evet ne olmuş
onlara-Reisin kollarındakinin adı Orkideydi reis geçen yaz onun annesi
Esrayı da düzdü. Bu yazda Orkideyi götürüyor. Yani reis anlayacağın
böyle biri. -Tokmakçı yani-Oooo hem de nasıl. Bak sana ne diyeceğim
onları bu gece avlanırken seyredelim mi(bilmiyormuş gibi yaparak)- Ne
avı-Ne avı olacak dün öğlenki hatunlar var ya onlarla bu gece
buluşacaklar. Reis kesin çakar bu gece benimle gel de av üzerinde
seyredelim onları(almak istediğim daveti sonunda almıştım)-Şey bilmem ki
geleyim bari ne de olsa yapacak bir şeyim yok.Tonguç ile Atakan
yanımızdan ayrılalı yarım saat olmuştu onlara yetişebilmek için hemen
ikimiz kendimizi minibüse atıp bodruma indik. Annemlerle buluşacakları
bara onlardan önce gelmiştik. Cankat onları daha önceavlanırken çok
seyrettiği için dikizleyebileceği sote masayı iyi biliyordu. Biz
oturduktan yaklaşık on beş dakika sonra annemler de gelmeye başladı.
Annem Ataberkin teyzem de Tonguç un kollarında içeri girdiler. Annemin
üzerinde bugün alışverişte aldıkları pembe elbise vardı dar mini etekli
ve derin göğüs dekolteli bacaklarında parlak tenrengi külotlu çorap ve
pembe topuklu ayakkabıları ile harika görünüyordu. Kalçalarını dar mini
eteğinin içinde kırıta, kırıta sallayarak oturacakları masaya doğru
ilerliyorlardı. Ataberkin eli annemin sırtında aşağıya doğru iniyordu.
Barın sahibi olan delikanlı bu devamlı müşterilerinin hemen yanına
giderek karşıladı. Onlara rezerve ettiği masaya kadar eşlik etti. Annem
sandalyesine oturmak için eğildiğinde eteğinin bir hediye paketi gibi
sarıp sarmaladığı kalçaları iyice belirginleşmişti. Ataberk iri elleri
ile annemin arkasını avuçladı ve sıktı. Annem başını çevirip ona kibarca
tebessüm etti. Ataberk ise yanındaki arkadaşı barın sahibi olan Teoman
ile bakışıp pis pis sırıttılar. Teoman harika mal helal olsun anlamında
Ataberk e kafasını salladıktan sonra yanlarından ayrıldı. Dörtlü, 
masaya tamamen yerleştikten sonra içkiler ve mezeler gelmeye başladı.
Annem bacak, bacak üstüne attığında zaten dar ve mini olan elbisesinin
eteği dolgun kalçalarına kadar çekildi.  Parlak ten rengi külotlu
çorabının altında bacakları pırıl, pırıl parlıyordu. Ataberk hiç fırsat
kaybetmeden ellerini annemin bacaklarının üzerine koyup annemin külotlu
çoraplıbacaklarını okşamaya başladı eli annemin bacağının üzerinde ileri
geri gidiyordu. Dizinden başlayıp baldırlarına oradan da eteğin içine
girerek kalçalarına kadar. Ortam loş ve yüksek sesli müzikliydi. Bar
annemler gibi çiftler ile doluydu. İçkinin ve ortamın etkisi ile herkes
rahat tavırlar sergilediği için annem de ortama ayak uydurmuş dün
sahildeki gibi kendini Ataberk e karşı korumuyordu. Dörtlünün sohbeti
sık,sık teyzem ile annemin şuh kahkahaları ile kesiliyordu. Delikanlılar
yanlarındaki kadınları espri ve iltifat bombardımanına tutuyorlardı.
Sohbet ilerledikçe samimiyetleri de ilerliyordu. Ataberk iyice annemi
kollarının arasına alıyor yüksek müziği bahane ederek onun kulağına
eğilerek bir şeyler söylüyor. Ve söylerken de annemin gerdanını
öpüyordu. Artık kulağa fısıldamaları o kadar sıklaşmaya başladı ki
Ataberk in dudakları annemin boynundan ayrılmıyordu. O koca dilini
annemin boynunda ve yüzünde gezdirmeye başladı. Kulak memesini ısırıyor,
parmakları ile annemin dalgalı kızıl saçlarını okşuyordu.  Annem sanki
Ataberk in kollarında liseli birkaşar gibiydi. Ataberk te kollarındaki
kaşarın tadına bakıyordu. Bir eli külotlu çorabı üzerinden annemin
bacaklarını okşarken öbür kolunu da annemin sırtına dolamış  omuzdan
askılı pembe elbisesinin üzerinden sağ göğsünü avuçluyordu. İri elleri
ile avuçladığı annemin göğsünü teyzemle Tonguç a doğru tutup bir şeyler
söylediğinde masalarından gene kahkaha sesleri yükselmeye başladı. Büyük
bir ihtimalle belden aşağı kural tanımaz bir espri yapmıştı. Annem gibi
babam tarafından hayatı kurallar ile örülmüş prensipler arasına hapis
edilmiş bir kadın için bu saygı ve kural tanımaz yakışıklı delikanlının
her hareketi onu tahrik ediciydi. Teyzem ile Tonguç dans pistine
gittiklerinde masada ikisi yalnız kalmıştı. Ataberk artık annemden bir
hayır cevabı gelmeyeceğini anladığı için saygısız ve tacizkar
hareketlerini daha da ileri götürerek annemi kendine doğru çekti. Ve
dudaklarına yumuldu. Bu ani hareket karşısında  ne yapacağını şaşıran
annem kısa bir duraklamanın ardından pembe rujlu dudaklarına yapışmış
olan Ataberkin dudaklarına cevap vermekten geri kalmadı.Ataberk
kollarındaki annemin dudaklarına yumuluyor elleri ile de annemin kızıl
saçlarını okşuyordu. Çok uzunca bir süre öpüştüler. Ataberkin iri dili
annemin minik ağzının içinde keşfedilmedik yer bırakmayana kadar.
Annemin dudaklarının tadına bakan Ataberk ayağa kalktı sandalyede oturan
annemin minik manikürlü elini iri elinin arasına alıp onu da ayağa
kaldırdı ve dans pistine doğru yöneldiler. Annem yürürken bir yandan
kırıtıyor bir yandan demin Ataberkin kollarında meze olurken kırışan
elbisesini çekiştirerek kırışıklıklarını düzeltiyordu.  Önce slow bir
müzikeşliğinde dans ettiler. Annem ellerini ataberkin geniş omuzlarına
dolayıp başını da onun kaslı gövdesine dayayarak bedenini dans boyunca
ona teslim etmişti. Ataberkte fırsatı kaçırmayarak ellerini annemin
geniş kalçalarının üstüne koyup avuçlayıp okşuyordu pembe elbisenin mini
etekliğinin üzerinden. Avuçlarının arasındaki annemin kalçasını kendine
doğruçekerek pantolonundaki iri şişkinliği anneme hissettirmeye
başlamıştı bile. Annemin geniş ve yuvarlak kalçalarını o kadar sıkı
avuçluyordu ki parmaklarının arasından annemin elbisesinin etekliğinin
kumaşı çıkıyordu. Ataberk hafifçe eğilerek ellerini annemin baldırlarına
kadar indirdive müziğin ritmine uygun olarak doğrulduğunda annemin
külotlu çoraplı bacaklarını okşayarak ellerini annemin eteğinin içine
soktu. Annemin mini eteğinin içindeydi şimdi elleri. Ve annemin
kalçasını okşarken parmaklarının aldığı hareket eteğin kumaşında oluşan
kıvrımlardan belli oluyordu. Cankat ile ben susarak nefesimizi tutarak
seyrediyorduk dans pistinde yaşananları. Slow müzik hızlandıkça
Ataberkin hareketleri de daha kural tanımaz oluyordu. hızlı müzikle
birlikte annem kollarını Ataberkin geniş omuzlarından alıp havaya 
kaldırmaya ve dalgalı kızıl saçlarını da müziğin ritmi ile sallamaya
başladı. Ataberk ise annemin eteğinin içine yerleştirdiği elleri ile onu
iyice kendine doğru çekerek kasıklarını annemin eteğinin önüne
yapıştırıp sürtmeye başladı müziğin ritmine uydurarak. Başını onun
boynuna doğru eğerek  annemin boynunu emmeye başlıyordu. Dilini onun
boynunda ve omuzlarında gezdiriyordu. Onun elbisesininomuzlarındaki
askılarından soldakini omzunu yalarken düşürmüştü. Elbisenin sol tarafı
hafifçe düşerken sol göğsü yarı çıplak bir haldeydi. Bunu fark eden
annem hemen askıyı geri taktı. Ama Ataberkin hınzırlıkları bitmek
bilmiyordu. Annemi omuzlarından bastırarak önünde eğilmesini sağladı
annem de müziğin ritmine ayak uydurarak onun önünde eğildi. Annemin yüzü
onun kasıklarının önüne denk gelinceye kadar. İki eliyle anneminbaşını
kavrayan Ataberk onun yüzünü pantolonundaki sert şişkinliğe yapıştırdı.
Ve annemin yanaklarına sürtmeye başladı. Bu dans esnasında bu gece ona
neler yapacaklarını anlatıyor gibiydi. Annemi tekrar omuzlarından
tutarak ayağa kaldırdı. Ve arkasını kendine doğru çevirerek
anneminarkasına geçti. Onu hafifçe öne doğru eğerek kalçalarının dar
eteğinin içinden iyice belli olmasını sağladı ve kasıklarını annemin
elbisesinin etekliğine dayayarak dans etmeye başladı. Kasıklarını
annemin eteğine sürtüyordu. Kasıkları annemin eteğinin arkasında
neredeyse kaybolmuş gibiydi. Annemin yumuşak ve geniş kalçalarının içine
sert kasıklarını gömerek dans ediyordu. Gece ilerledikçe annemi kıvama
getiriyordu. Artık İstanbul dan yeni gelmiş evine ve kocasına sadık
kadının yerinde yeller esiyordu. Dans bittiğinde bara doğru yöneldiler.
Ataberkin elleri annemin bedeninde özellikle de kalçalarında
geziniyordu. Anneme ve kendisine birer içki söyledi ama ataberkin içkiyi
bardaktan içmeye niyeti yoktu. İki eliyle annemin göğüslerini elbisenin
üstünden ve göğüslerinin altından avuçlayarak sıktı. Elindeki kadehteki
içkiyi annemin göğüs arasına hafifçe döktükten sonra içkiyi annemin
göğüs arasından yudumlamaya başladı. Bütün bir kadehi annemin
göğüslerinin arasından içti. İçki bittiğinde annemin pembe elbisesinin
göğüslerini kapatan kısmı ıslanmış transparan bir hal almıştı. Annemin
geniş ve yuvarlak göğüsleri elbisenin içinden görünüyordu özellikle de
tepeciklerin üstündeki pembe tomurcuk. Ataberk bir bar kızı haline gelen
annemi elinden tutup tekrar masaya doğru götürdü. Tonguç ile teyzemde
masadaydı. İki delikanlı bu evli anneleri bu gece tam bir sokak fahişesi
kıvamına getirmeye niyetliydiler. Annem ile teyzemi masanın üstüne
çıkartarak dans ettirmeye başladılar. Annemler müziğin ritmi ile
kalçalarını ve göğüslerini sallıyorlardı. Dolgun bedenleri
elbiselerinden taşacak gibiydi. Ataberk önündeki masanın üzerinde dans
eden annemin külotu çoraplı bacaklarını iri elleri ile kavrayarak
okşamaya başladı. Elleri ile birlikte oturduğu sandalyeden de kalkıp
masanın önünde ayakta dikiliyordu. Ellerini bu gece sık sık yaptığı gibi
annemin eteğinin içine kadar soktu. Onun avuçlarının arasında annemin
dans eden kalçaları vardı. Sanki ortaçağlarda esir aldıkları kadınları
oynatan askerler gibiydiler. Sonunda şövalyeler kadınlarını masanın
üzerinden alıp  kollarına takarak bardan uzaklaştılar. Hemen Cankata
döndüm “evet nereye gittiler ne olacak şimdi” diye sordum endişeli ve
meraklıydım. Ataberkin anneme daha neler yapacağını merak ediyordum.
Cankat” dur bir birader eve götürüyorlar hatunları burada düzecek
halleri yok ya” devamını mutlaka görmeliydim eşine ve evine sadık
etrafından hep hanımefendiliği ile takdir edilen  annemin bu gece ne
hale geleceğinigörmem lazımdı. Ama o imkanı kaçırmıştım. Av bitince
Cankat da evine döndü ben ise kafamdaki binlerce soru ile sahilde
yürüdüm sabaha kadar. Biraz önce seyrettiğim bar fahişesinin annem
olduğunu düşündükçe tüylerim diken, diken oluyordu. Fırlama bir zengin
veledinin kollarında oyuncak olmuştu. Yıllarca babamın ihmal ettiği
gerçek bir erkek tarafından doyurulması gereken içindeki aç dişi
kadınlık gururunun önüne geçmişti. Ve kendini serseri bir delikanlının
kollarına teslim etmişti. Herhalde sabaha kadar yürümüştüm o gece. Sabah
olduğunda dün gecenin nasıl noktalandığını öğrenmek için teyzemlerin
villasına değil de Gümbete döndüm. Saat 11-12 civarıydı. Sahilde oturan
Cankatı gördüm.”Ooo birader naber nasıldı dünkü safari hoşuna gitti
mi”“yaa evet ama sonunu göremedik ki”“sen onu bırak”“nasıl yani”“reis
düzdüğü kadınları gizlice kameraya çeker. Dün geceki orospuyu da kesin
çekmiştir. Sabah erkenden bodruma ineceklerdi istersen gel evine gidip
seyredelim”“nasıl yani sende onun anahtarı var mı”“elbette var ben
kimlerin ne kasetlerini seyrettim reisin altında inlerken. Kimlerin
anneleri kimlerin karıları vardı o kasetlerde bir bilsen”o daha lafını
bitirmeden ben hareketlenmeye başladım bile. Kalbim küt, küt atıyordu.
Annemi kim bilir Ataberkin altında ne haldeyken seyredecektim.
Ataberklerin villaya vardık. İçeri salona girdik. Salon muazzamdı.
İçeride bir sinema sistemi bile vardı. Cankat hemen duvarda
gizlenmişkamerayı fark etti. Bana işaret ederek “bak ben sana demedim mi
reis gene çekmiş video ya” heyecanım daha da arttı. Cankat vakit
kaybetmeden kamerayı tv ye bağladı. Önce biraz parazitin ardından
görüntü gelmeye başladı. Evet bu dün gecenin görüntüsüydü. Kalbim
bedenimi delecek gibi hızlı atmaya başlamıştı. Annem kanepede oturuyordu
Ataberk ise onun önünde çırılçıplaktı esmer kaslı bedeni ile. Ataberkin
yılanı annemin pembe rujlu dudaklarının arasındaydı. Annemin yanakları
çukurlaşmış ağzına aldığı bu genç delikanlının yılanını emiyor. Ataberk
ise elleri ile annemin saçlarını okşuyordu. “Ohhh harikasın bebeğim al
ağzına em hadi yavrum ohhh” diyerek inliyordu. Cankat ise biz
seyrederken “offf offf orospuya bak nasıl ağzına alıyor be” diye
konuşuyordu görüntüde ki kadının annem olduğunu bilmeden. Ben ise sessiz
ve heyecanlı bir halde seyretmek ile yetiniyordum. Ataberk bazen
yılanını annemin ağzından çıkarıyor onun  yeşil gözlerine minik burnuna
ve yanaklarına sürtüyordu. Ataberk annemin ağzından yılanını çıkardıktan
sonra onu kanepeye yatırıp kendide üstüne çıktı. Artık görüntüde sadece
Ataberkin iri gövdesi vardı. Annem onun iri gövdesinin altında ezildiği
için görüntüye giremiyordu. Elbisesinin etekliği beline toplandığı için
sadece külotlu çoraplı bacakları Ataberkin iri gövdesinin iki yanından
görünebiliyordu. Ataberk tamamen annemin üstüne yatmış onunla
sevişiyordu. Cankat” bak bak birader reis nasıl götürüyor malı helal
olsun be” birkaç görüntü sonra Ataberk iri bedeni altındaki anneme doğru
ileri geri hareketlenmeye başladı. İkisinden de zevk iniltileri
geliyordu. Ataberk kasıklarını altındaki anneme doğru ittirdikçe annemin
külotlu çoraplı bacakları da şiddetle sarsılıyordu. Ataberkin iri
bedeninin altında ezilen annemin yüzünü göremesem dezevk iniltilerini
duyabiliyordum “Ohhhhh Ahyyyyy yavaş ol lütfen ayyy” diye inliyordu.
Ataberkin ise kasıklarının hareketi daha da hızlanıyordu. “Mükemmelsin
bebeğim bu gece doyuracağım seni ohhh” diye inliyordu. Cankat ise hala
yorumlarına devam ediyordu. “reis e bak be nasıl inletiyor hatunu off
offf karı da tam mal he” Cankat bunları söylerken Ataberk annemin
üzerinden kalkmıştı. Kanepenin üzerindeki annem üzerinden tırgeçmiş
gibiydi. Pembe elbisesinin askıları omuzlarından düşmüş dolgun ve
yumuşak göğüsleri ortadaydı. Elbisesinin etekliği de beline toplanmış
külotlu çorabının bir çok yeri kaçmış ağ kısmı ise Ataberkin yılanı ile
delik deşik olmuştu. Cankat “vay be reis e bak kaltağı ne hale
getirmiş”. Ataberk kanepede kendinden geçmiş bir halde yatan annemin
minik elini iri avuçlarının arasına alıp “hadi kalk yavrum” diyerek onu
ayağa kaldırdı. O, annemin arkasında ikisi de ayakta duruyordu. Hemen
ahtapot gibi ellerini annemin elbiselerinden sıyrılmış yarı çıplak
bedenine doladı. İri elleri ile annemin dolgun ve yumuşak göğüslerini
avuçlamaya başladı. O kadar sert sıkıyordu ki parmak aralarından annemin
göğüsleri taşıyordu. Dudakları annemin boynunda onu emiyordu. Elleri
ile annemin vücuduna hükmederek onun kanepenin üstünde domalmasını
sağladı. Annem dizlerinin ve ellerinin üzerinde kanepenin üstünde
domalmış bir haldeydi. Arkasındaki Ataberk ise yılanını hazırlıyordu.
Annemin eteği beline toplanmış sarkıyordu. Elbisesinin üstüde neredeyse
beline kadar toplanmıştı. Ataberk iri elleri ile annemin dağılan
saçlarını okşayarak boynununsol tarafına topladı. Annemin saçlarını
okşarken yılanı annemin yüzünde geziniyordu. “hazır mısın bebeğim beni
arka bahçene almaya” diye hınzırca soru sordu. Annem ise bu hınzırca
soruya gözlerinin önünde sallanan yılanın başına bir öpücük kondurarak
cevap verdi. Ataberk e hem kızıyor hem de hayran oluyordum. Kızıyordum
çünkü annem gibi bir kadını 1 haftada sokak fahişesine çevirmiş ona
istediği her şeyi yaptırıyordu. Hayran kalıyordum çünkü annem gibi kim
bilir kaç kadını bu ucuz ve basit zevklerine alet edecek kadar tecrübeli
ve cazibeliydi. Ataberk yılanının başına aldığı ıslak öpücük ile
“aferin sana akıllı kız şimdi senin arka mabedinin mührünü kıracağım
arkanın kocası olacağım diyordu. Eline aldığı yılanını kremlerken annem
de birazdan içine girecek olan bu yabancı erkeğe hayran, hayran
bakıyordu. Ataberk de kanepenin üstüne çıktı. Önünde domalmış olan
annemin üzerine bedeninin tüm ağırlığını verdi. Gene onun iri bedenin
altında annemin narin bedeni ufacık kalmıştı. Annemin külotlu çorabının
arkasına gelen kısmı parçaladı ve yılanını annemin arka bahçesinin
kapısından içeri yavaşça sokmaya başladı.  Annem acı içinde inlemeye
haykırmaya başlıyordu. Ataberk tüm ağırlığını annemin üzerine verdikçe
annemin acı içindeki haykırışları iyice yükselmeye başlıyordu. Cankat
“offf offf bak bak götten basıyor karıya” Ataberkin iri cüssesinin
gölgesi annemin lycralı külotlu çorabının parlaklığına karışırken,iri
bedenini, altında ezilen annemin bedenine doğru ittiriyordu. Annemin el
değmemiş arka mabedinin daracık duvarlarını bir matkap gidi delerek
ilerleyen Ataberkin iri yılanı, anneme acı ile karışık bir zevk
verirken. Ataberk ise haremine kattığı bu yeni evli annenin altında
inlemesinin verdiği zevkle daha da hoyratlaşıyordu. bir başkasının
annesini vebir başkasının kadınını becermek onun yüksek erkeklik egosunu
tatmin ediyordu. Bu duygular ile altında acı ile inleyen annemin
haykırışlarına aldırmadan sert kasıklarını onun yumuşak ve geniş
kalçalarına hoyratça vurduruyordu. Sert ve kaslı erkek bedenin yumuşak,
narin ve yuvarlak kadın vücuduna çarparken çıkardığı seslere ikisinin
haykırışları karışıyordu.  Onun dev yılanı artık tamamen annemin daracık
mabedinin içinegirmiş ilk olmanın verdiği hazla keşfettiği bu yeni
cennete mührünü basıyordu. Ellerini koyduğu annemin iri kalçalarını
avuçlarının arasında sıkıpyoğuruyor. Bazen elini külotlu çorabın içine
sokarak annemin pürüzsüz beyan teninin haricinde bacaklarının üzerindeki
o naylonsu pürüzsüz ikinci teni de hissediyordu. Annemin külotlu
çorabının belindeki lastikli kısmı avuçlarının arasına alıp, atının
üzengisini eline almış bir kovboy gibi annemin süvarisi olmuştu. Vahşi
bir atı evcilleştiren kovboy gibi o da anneme nasıl arkadan vermesi
gerektiğini öğretiyordu. Annem de içindeki dişinin açlığı ile dersini
hemen öğrenmiş narin bedenini üstündeki süvarinin hoyrat vuruşlarının
ritmine uydurmuştu çoktan. Bu sahneleriseyreden Cankat” offf be reise
bak nasılda karıya götten koyuyor” diyordu. tuhaftır Cankat tam bu
sözleri söylerken görüntüdeki Ataberk iri bedeninin altında annemi
inletirken gizlediği kameraya yüzünü dönüp pazılarını şişirerek
gösteriyordu. Aşağılık herif bu kaseti demek arkadaşlarına
seyrettirecekti. Sadece kocası tarafından ihmal edilmiş evliliğinin
monotonluğundan kurtulmak için ufak bir macera arayan ve bu macerayı
bulmak için bedenini ruhunu ve kalbini bu tokmakçıya emanet eden annemin
duyguları onun için hiç önemli değildi o sadece şimdi alacağı zevki ve
arkadaşlarına atacağı havayı düşünüyordu. zavallı annem ise altına
yattığı bu delikanlının altında belki de hayatında ilk kez kadınlığını
bu kadar yoğun yaşmanın zevki içindeydi. Bedeni bu iri cüssenin altında
ezilse de ruhu ve duyguları içindeki dişiyi doyurabilecek yakışıklı sert
bir delikanlının kadının olabilmenin mutluluğu ile doluydu. Annem
kendini bu duygular ile iyice üstündeki fırlamaya teslim ederken,
Ataberk annemin kalçalarına yaptığı her şiddetli vuruşta sallanan ve bir
zamanlar beni emzirerek bana hayat veren ama şimdi bu fırlama
serserinin ellerinde oyuncak olan göğüslerini avuçlarının arasına alıp
sıkıp yoğuruyordu.Annemin, kanepenin yanında duran gucci marka küçük el
çantasına elini attı içinden annemin cep telefonunu çıkardı. Zavallı
annemin içinde yıkıp yakarak ilerleyen dev yılanının hiddetinden ne
olduğunu bile anlayacak hali yoktu. Ataberk elindeki cep telefonundaki
no’ların içinden bizimeve ait olanı buldu ve o numarayı aramaya başladı
telefon çalarken iğrenç kahkahalar atarak telefonu altında düzülen
annemin yüzüne dayadı. “Bak şimdi kocan olacak geyiğe senin nasıl
altımda inlediğini dinleteceğim senin gibi bir yavru nasıl  düzülür
öğrensin” annem” hayır yapma ahhhh lütfen Ataberk lütfen ayyyhhh”
zavallı anneciğim içindeki sert yılanının hiddetli vuruşlarından fırsat
bulup da üstündeki tokmakçıya yalvaramıyordu bile. Telefon uzun, uzun
çaldıktan sonra gecenin 2.30 unda uykusersemi babamın “alooo alooo” diye
sesleri gelmeye başladı annemin yüzündeki telefona. Ataberk ise annemi
daha yüksek sesle bağırtmak için içine daha sert vuruşlar yapıyordu
zavallı kadıncağız “ohhhhh ayyyyyy” diye inlemeye başladı. babam uyku
sersemliğini üzerinden atarak “Şehnaz sen misin cevap ver sen misin”
diyerek soruyordu. Ataberk arkadan becerdiği annemi daha da bağırtmak
için saçlarından çekiyor külotlu çoraplı kalçalarını tokatlıyordu.
Annemin başka bir erkeğin altında iken zevkten inleme seslerini duyan
babam “Şehnaz cevap ver sen misin neler oluyor orada” diyerek sorular
yağdırıyordu. Ataberk sonunda o iğrenç kahkahası ile telefonu
kapattığında dev yılanını annemin içinden çıkartarak kanepeden indi
annemin yüzünün olduğu tarafa yürüdü eline aldığı ejderhasını onun
yüzüne doğru tuttu. Ve ejderha annemin yüzüne ateşini püskürtmeye
başladı. hiç durmayacak bir şelale gibi annemin yüzüne akıyordu kutsal
tohumları. Annem ise yüzüne doğru akan kutsal tohumlardan sakınmak için
rimelli göz kapaklarını kırpıştırıyordu. Ataberk azgın bir boğa gibi
sesler çıkararak annemin yüzüne boşaldı. İki elinin arasına aldığı
annemin başını kızıl dalgalı saçlarını okşayarak son tohumuna kadar
akıttı. Annemin burnundan ve ağzından onun kutsal tohumları süzülüyordu.
Bütün yüzü Ataberkin çocukları ile kaplanmıştı. Bütün bir gece onun
altında fahişe muamelesi görmesine rağmen yüzünde garip bir tebessüm
vardı. Ahh baba ahh diye düşünüyordum kendi kendime bu sahneyi
seyrederken bu kadar sıkıcı hımbıl sünepe biri olmasaydın annem gibi
hanımefendi kadınlık gururu olan biri ve her şeyden önce anne olan bir
kadın kendini böyle bir fırlamanın kollarına bırakır mıydı. Ama artık
dövünmek için çok geçti. Annem Ataberkin çoktan fahişesi ve oyuncağı
olmuştu. Ataberk haremine kattığı anneme “hoşuna gitti mi bebeğim” diye
sorduğunda annem uslu bir kız çocuğu gibi evet anlamında başını
salladığında kaset de bitmişti