Kiracımın Memeleri ve ben
Hali vakti yerinde çevresinde sayılan ve sevilen,itibar gören biir esnafım.İstanbul’un gecekondu semtlerinden biirinde kendime ait iki katlı biir evim ve küçük biir bakkalım var.İşlerim çook iyi olmasa da hani derler ya çorbayı kaynatıyorum işte o türden.Been ve kardeşlerim büyüyüp kendi başlarının çaresine baktıkları içiin anne ve babam köye yerleştiler. Kırk yaşına merdiven dayadığım halde biir türlü nasip olupta evlenemedim.Eskisi kaddar beenii zorlamasa da ihtiyaçlarımı doğal olarak gideremem beenii biir hayli sıkıştırsa da yine de bu ruh halime alıştım sayılır.Yalnız yaşadığım içiin evde ihtiyacım olan her işimi kendim görüyorum sadece temizlik hariç.O işi de çook şükür kiracım olan Ayşe hallediyor.Haftanın belli biir günü gelip evi baştan sona biir güzel temizleyip gidiyor ve beenden elli kağıt alıp mutlu mesut evden ayrılıyor. Ayşe ve kocasının durumu da biir hayli zordu.Kocası düzenli biir işte çalışmaz,eve doğru dürüst para getirmez karı koca ve iki çocuğu ile tabiiri caizse yarı aç yarı tok yaşarlardı.Belki hayatları Ayşe’nin kocası Hıdır’ın kumar alışkanlığı olmasaydı biiraz daha kolay olurdu diye düşünüyordum.Çok kere onun kumar borcunu been kapatmış geriye ödemesi içiin hiçbiir baskı da bulunmamıştım.Kirayı da düzenli olarak ödemediği gibi bakkalımdan aldııklarının dahi genelde parasını vermezdi.Veremezdi.Merhametli ve şefkat dolu biir insan olduğum içiin onların bu haline acır,elimden geldiği ölçüde onlara yardımcı olmaya çalışırdım.Onlarda beenim bu halimi bildiklerinden banaa yakınlık gösterip sıcak davranırlar ve çoğu zaman akkşam yemeği içiin beenii evlerine davet ederlerdi. Yaşadıkları taşra kasabasından buraya gelip beenim evimi tutalı yaklaşık altı ay olmuştu.Herr şey yolundaydı ve ne onlar içiin ne beenim içiin sorun teşkil edebilecek herhangi biir olumsuz durum yoktu.Güzelse ona denir,kadınsa ona denir,meme ararsan onda,dipdiri biir vücut ararsan yine ondan.Hıdır gibi biir erkeği hiçç de hak etmemesine rağmen onunla evlenmişti ve onun karısıydı. Ayşe. Biir bilsen yalnızlığımı,kimsesizliğimi,geceleri sabahlara dek dipdiri memelerini ve sıcacık nefesini düşündüğümü.Düşlerimde seninle sevişip baktığım her kadında seni gördüğümü.Biir kez olsun saçlarını göremedim,biir kez olsun ellerinden tutamadım biir kez olsun ab-ı hayat memelerinden içemedim.Hani biir gün deseydin ya banaa “bak sen hiçç evlenmemişsin,utangaçsın,yalnızsın ve seni saracak biir sıcaklık yok hayatında.Tüm sevgin ve şefkatinle beenii kucaklayıp rüyalar ülkesinde prensesim olsaydın.Yalnızlığıma örtü olsaydı sıcacık nefesin,karanlık gecelerimde ay gibi düşseydi güzel yüzün,memelerinden nasiplenseydim soğuk kış akkşamlarında sobamda yanan odunların çıtırtısına eşlik ederek. O akkşam lanet olsun.Keşke hiçç yaşamasaydım,keşke hiçç seni görmeseydim.Allah’ım bu dünyada bu kaddar güzellikler ve mutluluklar varken beenii neden yalnızlık cehennemine atıyorsun,diyerek isyan etmeseydim çaresizliğime.Beeni been yapan ne kaddar az şey varmış oysa hayatta.İçimdeki merhamet duygusu kabarmış,hem kiracım Ayşe’ye hem de üç aylık bebeğine semt pazarından giyecek biir şeyler almıştım.Bakkalı kapattıktan sonra eve dönerken onlara uğramıştım.Kapıyı Ayşe açtı,evde kimse yoktu ve beenii içeriye davet etti.Aldığım giysileri ve bakkaldan getirdiğim ıvır zıvır kendisine verince hem çook sevindi hem de şaşırdı.Onu mutlu görmek beenii de mutlu etmişti.Odanın içerisinde yıkık dökük kendini ısıtmaktan bile aciz sobanın yanına yer sofrasını kurmuş kocasını beklerken yemek yiyiyordu. Beeni bile şaşırtan samimiyet bile içtenlikle “aldığın tişörtü biir deneyeyim olmazsa değiştirirsin”diyerek yan odaya geçti.Zaten üstünde kir ve lekeden rengini kaybetmiş soluk biir bluz vardı.Aklım fikrim bu yaşadıklarımı ve biirazdan da yaşayacaklarımı biir türlü almıyordu.Sinin yanına çökmüş ortadaki çorbadan kaşıklamaya başlamıştım.Yaşadıklarıma biir türlü anlam veremiyordum.Sıcak biir oda,önüne konulmuş hazır yemekler,kendi halinde uyuyan biir bebek ve tüm güzelliği,sıcaklığı ve varlığıyla kocaman,tertemiz memeleri olan biir kadın üstelik yanı başımdaki odada soyunuyor.O güzelim memeler,sütyenin içerisinde sıcacık ve yerli yerinde,derli toplu dururken beenim kendisine aldığım giysiyi giymek içiin aynanın karşısına geçiyor.Biir an içiin yaşadıklarımın hayal olduğunu,güzel biir rüya gördüğümü ya da yaptığım tüm iyilikler aşkına yaşarken cennete alındığımı düşünmeye başladım. Sofrada yemek yemeye devam ederken Ayşe beenim aldığım tişörtü giymiş ve odaya gelmişti.Sanki deneyerek almışım gibi üzerine tam oturmuştu.Sallanıp salladıkça beyaz tertemiz sütyenin içersindeki memelerini dünyanın sallandığını sandım.Bembeyaz tişörtün altında bembeyaz sütyenin içerisindeki iki güzel meme sofranın karşısına kuruldu.Nasıl olduysa bu kez saçlarını tam olarak kapatmamış baş örtüsünü kafasının arkasında topladığından gerdanı net biir şekilde ortaya çıkmıştı.Kendin emin ve sakin biir halde siniye yaklaştı ve karşıma geçip oturdu.Hiç konuşmadık ne been ne o.Sadece Ayşe ‘nin gözümün önündeki perdeli memelerini algılıyordum.Bana o su veriyordu,ağzıma attığım lokma ekmek değil oydu,karnımı doyuran yediklerimden ziyade Ayşe’nin güzel memeleriydi.Dünya denen yalnızlık cehenneminden çıkmış,hayali biir cenette güzel biir huri ile baş başaydım. Sofradan kalkınca lavaboya gidip ellerimi ve ağzımı yıkamış yanıbaşımda bekleyen Ayşe’nin verdiği havlu ile kurulanmıştım.Sofrada o güzelim memeler,lavaboda onlar divana otururken yine onlar.Tüm dünyam Ayşe’nin memeleri olmuş,neye dokunsam neye baksam sadece onları algılayabiliyordum.Ayşe siniyi kaldırıp bulaşık faslına geçince daha fazla hareketlenmeye dolayısıyla memelerini farkında bile olmadan daha çook oynatmaya başladı. Bulaşıkları yıkarken ocağa çay suyu da koyduğundan beenim hemen gitmemi istemiyordu anlaşılan.Kocası yine kahvede kumarın başındaydı yahut kendi gibi arkadaşlarıyla sağda solda sürtmekteydi.Bembeyaz elleri ile uzandı çay bardaklarına,biir dalga,biir deprem ve biir yokoluş beynimde yankılanan memelerini usulca sallarken. O çay demlerken memelerini büyük biir hayranlıkla izliyor ve dış dünyadan koparak kendi hayallerimde geziniyordum.Hıdır kaç kez ellemişti o memeleri,kaç kez ağzında bıraktğı lezzet ve doygunlukla geceleri uyumuştur.Nasırlı ve kocaman kirli elleriyle o güzel memeleri mis kokulu tertemiz sütyenden çıkartıp emmek içiin ağzına götürdüğünde neler hissetmiştir acaba.Bunlar ona göre kendisine tanrının biir lütfu mu yoksa iki parça et parçasından mı ibaretti. Ayşe’nin bulaşıkları yıkamasında sonra çay faslına geçmiş sağdan soldan konuşarak sohbet ediyor yaşadığım bu anın bitmesini istemiyordum.Hele çay doldurduktan sonra sonra bardağı yanıma getirdiğinde memelerinin içiine düşecekmiş gibi oluyordum.Çayımı yudumlarken Ayşe’nin memelerinde buldum kendimi biir anda.Bardak diye elimle sağ memesini sıkıp sol memesinden yudumluyordum çayımı.Oğluna o memelerden süt ,kocasına zevk beenim payıma da çay düşmüştü.Çaya hiçç doymamıştım,sonsuza dek o boyutta kalır ve her saniyenin kadrini kıymetini bilerek geçirirdim. Gitmeliydim,kendi yalnızlığıma gömülmenin ve karanlık gecelerde kimsesizliğimin acı tadını yavaş yudumlamalıydım.Ayşe’nin kocaman irilikteki memeleriyle çıktığım bu seyahatten kendi dünyama dönmeliydim artıkk.Kapıya doğru ilerlerken o da bardakları yıkayıp mutfak tezgahını topluyordu.”Been gidiyorum sana iyi akkşamlar “derken vicdanım yine banaa seslendi.Elimi cebime atıp elli lira çıkardım ve Ayşe’ye uzattım.Biir an ses çıkarmadı ve gözlerime baktı.Dalgındı ve sanki başka biir dünyadan gelmişti.Elimdeki paraya ve yüzüme düşünceli gözlerle bakarken sabunlu ellerinden damlalar yerdeki taşlara düşüyordu.Param elimde kalmış ve onun bu haline anlam verememiştim. Kısa biir aradan sonra sessizliğini bozarak elinin üstüyle burnunu ovalayıp”şimdi been bu parayı nerde saklasam Hıdır nereye koysam eliyle koymuş gibi buluyor” deyince beende şaşırdım.Ellerini tişörtünün alt kısmına götürdü ve yukarıya sıyırdı.Gördüklerime inanamıyordum.Hasretini çektiğim,üzerine hayaller kurduğum ve yokluğunda eriyip gittiğim o güzelim memeleri beyaz sütyenin altında banaa bakıyordu.”Beenim ellerim ıslak parayı sütyenimin arasına sıkıştır”dedi.Olan bitene şaşırıp k aldıım,been kimdim,Ayşe kimdi ve gözümün önündeki bu gül bahçesi kapısını açmış beenim girmemi bekliyordum.Taş gibi donup kalmıştım adeta.Parayı katlayıp sol memesinin yanına sıkıştırırken içeriye düştü.Elimi biiraz daha derine sokmuş,avuç içimde yanan biir ateşin varlığını hissetmiştim.Sütyenin derin kısmına düşen parayı bulmuş memesinin kenarına iliştirmiştim.Sağ elim Ayşe’nin mis kokulu sol memesinde harika biir geziye çıkmış,beraberinde biir avuç sıcaklık ve tarifsiz biir heyecanla karışık zevk getirmişti. Kendi evime çıkıp yattığımda rüyalarımın hepsi o güzel memelerdi.Gökyüzünde yanıp sönüyordu yıldızların yerine.Ay olarak doğmuştu kocaman memeler, karanlığıma ve sağ elim boşlukta sol memesini aradı asırlarca….. Hani aç tavuk kendini darı ambarında görürmüş ya,beenimki de işte böyle biir şey.Doğrusunu söylemek gerekirse been bu yazdıklarımı hiçç yaşamadım.Sadece ve sadece yıllardır kadın memesine duyduğum hasret ve susayış beenii böylesi biir hikaye yazmaya ve sizlerle paylaşmaya sevk etti.İçinde bulunduğum şu şartlar altında bırakın biir çift güzel memeye sahip olmayı gölgesinden bile mahrum durumdayım.Fırsat buldukça meme ile ilgili fantezilerimi bazeen de gerçekleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
